Ahilik Haftası etkinlikleri kapsamında Şırnak Üniversitesi 15 Temmuz Kongre ve Kültür Merkezi Konferans Salonunda “Ahilik Kültürü” konulu Panel düzenlendi.
Panele Rektör Prof. Dr. Abdurrahim Alkış, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Heşar Haşimoğlu, Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Geliş, Şırnak Ticaret İl Müdürü Mehmet Emin Yıldırım, Üniversitenin Genel Sekreteri Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Cabir Altıntaş’ın sıra akademisyenler ve Şırnaklı esnaflar katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından “Ahilik Kültürü” ile ilgili video gösterimi ile başlayan panel Rektör Prof. Dr. Abdurrahim Alkış ve Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Heşar Haşimoğlu’nun açılış konuşmaları ile devam etti.
Daha sonra Ahiliğin geçmişten günümüze kadar olan tarihi yolculuğunun konuşulduğu panelin Moderatörlüğünü Üniversitenin Genel Sekreteri Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Cabir Altıntaş yaptı.
Panele konuşmacı olarak da katılan Rektör Prof. Dr. Abdurrahim Alkış “Ahilik Yeniden İnşa Edilebilir mi?” konulu tebliğinde şunları dile getirdi; “Fütüvvetin Anadolu’ya yansıyan şekli olan “ahîlik” ıstılâhı Arapça “kardeşim” mânâsındaki ahî kelimesinden gelmektedir. Fütüvvetnâmelere göre; kâfirler, kötü tanınanlar, gammâzlar, zânîler, kātiller, kassāblar, hırsızlar, dellâllar, yolsuzluk yapanlar ahilîk teşkilâtına katılamazlar. Anadolu Selçukları devletinde etkin roller üstlenen Ahîler İslâm’ın bu bölgede yayılmasında önemli roller üstlenmiştir. Ahîler, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda da oldukça etkin olmuşlardır. Osmân Gâzî’nin kayınpederi Şeyh Edebalî’nin yanı sıra pek çok idâreci ve âlim bu kurumun mensûbu idiler. Ahîlik ilk başlarda ahlâk teori ve pratikleri şeklinde gelişirken zamanla iktisâdî bir teşkilât hâlini almıştır. Bu teşkilatın gelişimi uzun yıllar Anadoludaki ekonomiye şeklini vermiştir. Bu teşkilâtın Anadoluda sağladığı faydalarını kısaca anlatalım. Ahîlik sâyesinde zenginle fakîr, üretici ile tüketici, iş ile sermâye, tebâ ile iktidâr arasında denge sağlanmış sosyal adâlet te’sîs edilmiştir. Ahîler sâyesinde ‘âyendeye (gelene) ve revendeye (gidene), yâni misafirlere hizmet edilmiştir. Böylece ticâret, sanat ve kültürde büyük gelişmeler sağlanmıştır. Ahîlik, göçebe ve şehir kültürü arasında köprü vazîfesini görmüştür. Bunun sâyesinde sağlıklı ekonomik bir düzen kurulmuştur.”
Fütüvvet ve Ahiliğin “Herkese karşı insaflı ol fakat hiç kimseden insaf bekleme” prensibine dikkat çeken Rektör Alkış, bu güçlü teorinin beraberinde güçlü bir müessese ortaya çıkardığını söyledi. Alkış konuşmasına şöyle devam etti: Herkese karşı insaflı olmak ve kimseden insaf beklememek için her açıdan kuvvetli ve kudretli bir kişiliğe sahip olmak gerekir. Bundan dolayı Ahilik Teşkilatı “Ekonomik Bağımsızlık” ve “Askerî Bağımsızlığı” elzem kılmıştır. “El emeği” ve “göz nuru” kavramları Ahiliğin önemli kavramları arasında yer alır. Ahilik anlayışının derinleşmesiyle beraber bu köklü teşkilata “melâmet” neşvesi katılmıştır. Melâmet neşvesinde amellere gösteriş katılmasın diye “zâhiren kötülük gibi görünen batınen iyilik olan” ameller öncelenmiştir.
Panelistlerden Doç. Dr. İbrahim Hüseyni de “Ahilik ve Rasyonel Birey” konusunu anlattı. 1200’lü yıllar ile 1500’lü yıllar arasında Doğu ve Batı’daki ekonomik anlayışlar ve bu anlayışların teorileri hakkında bilgiler sunan Hüseynî Batı’daki bazı ekonomik teorilerin risklerine dikkatleri çekti.
Panelde son olarak konuşan Arş. Gör. Muhammed Tayyip Durceylan da “Ahiliğin Tasavvufi Temelleri Üzerine Bir Değerlendirme” isminde bir sunum gerçekleştirdi. Ahi icâzetnâmelerinden örnek sunan Durceylan ahî kıyafetlerindeki sembolizm hakkında bilgiler sundu.
Ahilik Kültürünün anlatıldığı panel konuşmacılara plaket takdiminin ardından hatıra fotoğrafı çekimi ile son buldu.